Antalya S.M.M.M ve Bağımsız Denetim A.Ş.
Mevlüt KÖKÜŞ
S.M.Mali Müşavir&Bağımsız Denetçi
Af yasasınca kayıtların düzeltilmesi başlığı altında yapılan çalışma ile işletmelerin kayıtlarının ve bilançolarının bir nebze de olsa düzeleceği aşikar. Ancak sadece kayıtların düzeltilmesi başlığı altındaki, bilanço kalemlerinin düzeltilmesi yeterli değil!
Bilançoyu Düzeltmek için Af Yasasınca Ne Yapabilir?
1-Kasa fazlası olanlar,
2-Stokları kayıtlarına göre az veya fazla olan,
3-Ortaklarına borç vermiş şirketler,
4-Makine Teçhizat ve Demirbaşları olup da kayıtlarında olmayan,
İşletmeler yasadaki belirtilen şartlara göre ödevlerini yerine getirmeleri halinde, bilançoları gerçeğe uygun hale yaklaşabilir. Belirtmek gerekir ki kasa mevcutları ile ortaklardan net alacaklar tutarıyla ilgili olup da başka hesaplarda takip edilen tutarlarda dikkate alınarak kasa ve ortaklar hesabının düzeltilmesi mümkün.
Örnek: Ortaklardan alacak hesabının müşteriler hesabında takip edilmesi halinde dahi, müşteriler hesabındaki tutarında düzeltilmesi yapılabilecek. Geçmişe yönelik, ileride tekdüzen hesap planına ve VUK hükümlerine aykırılıktan ötürü cezai işlem olur mu ? Matrah artışı yapılır ise, kesin olmaz!
Kayıtların Düzeltilmesi İçin Af Yasasında Yer Almayan “VARLIKLARIN DEĞERLEMESİ”
Değerlemenin tanımı : Vergi Usul Kanunu’na göre; vergi matrahlarının hesaplanması ile ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir. Değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetler esas tutulması demektir. Değerlemenin nasıl yapılacağına ilişkin Vergi Usul Kanununda çeşitli yöntemler yer almaktadır.
Değerleme İle İlgili Sorun Ne?
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılan değerleme ile varlıkların reel olarak değerlenmesi sonucunda oluşan farkın bilançoda gösterilememesi…
Bir Örnek
İşletmenin aktifine, 01.01.2000 tarihinde 10 milyon TL. bedel ile alınan otel binasının bugünkü bilanço değeri, amortisman payı düşüldükten sonra 7 milyon TL. Aynı İşletmenin aktifine 01.01.2012 tarihinde 5 milyon TL. bedel ile alınan ARAZİ’ in bugünkü bilanço değeri, 5 milyon TL.’dır. (Arsa ve Arazilerde amortisman mevzuu olmadığı için değerde değişiklik olmamıştır.)
Oysaki; Otel binasının bugünkü değerinin 30 milyon Türk Lirası, arazinin değerinin ise 20 milyon Türk Lirası veya daha fazlası olması mümkün. Kaldı ki araziler için yapılan imar çalışmaları sonucunda değerlerinin kaç kat artacağı tahmin bile edilemediği oluyor…
Örneğe göre mali tablo ile reel değer arasındaki fark: 38 milyon TL. Bu ne demek? İşletmenin bilançosunda varlıkların değeri, reel değerden 38 milyon TL eksik olarak görünmesidir.
Diğer bir örnek, 100 bin TL değerinde bir otomobil beş yıl sonra, bilançoda sıfır değerde görünüyor. Oysaki otomobilin piyasa değeri halen 50 bin TL.’sı olabiliyor.
Bir araç için fark 50 bin TL, 100 aracı olan bir şirket için (100*50 bin) 5 milyon TL fark eder…
Değer artışları mali tablolara (Bilanço) yansıyor mu?
Elbette yansımıyor, aksine yıpranma payından (amortisman mevzuu) dolayı değer düşüklüğü gösteriyor. Bu durumlarda da işletmenin gerçek durumunu yansıtamaması nedeniyle bazı olumsuz sonuçlar doğurmakta. Bunlardan başlıcaları ;
1-İşletmelerin dış kaynaklardan kredi sağlamasını zorlaştırmakta, işletmelerin kredibilitesini düşürebilmekte,
2-İşletmelerin yüksek tutarda borçlanmaları sonucunda Öz kaynaklarına ters etki yaratarak, işletmelerin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine(TTK 376) teknik iflası gibi ciddi sorunlar doğurabilmekte,
3-Öz kaynaklara yapmış olduğu etki neticesinde, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine Örtülü Sermaye müessesine göre cezalı duruma düşebilmekte,
4-Ülkemizde kain İşletmelerin hissesini veya tamamını satın alacak gerçek veya tüzel kişilerin (özellikle yabancı olanların ) kararlarını etkileyebiliyor
Mevcut Durum İtibariyle Ne Yapılabiliyor
Ülkemizde bu yönde atılan en önemli adımlarda biri Enflasyon Muhasebesi idi. Enflasyon muhasebesi zorunlu olarak bir defa uygulandı. Uygulandığı yıldan sonraki yıllarda şartlar sağlanmadığı için bir daha uygulanmadı. Halen bazı sektörlerde faaliyet gösteren firmalar dışındaki işletmeler Enflasyon Muhasebesi yapmamaktadırlar.
Diğeri ise T.T.K. hükümlerine göre belirli ölçütleri sağlayan sayılı şirketlerin zorunlu olarak yaptırmakta olduğu Bağımsız Denetimdir. Bağımsız Denetime tabi olacak sermaye şirketleri için şartların limitleri oldukça yüksek olduğu için, Bağımsız Denetim yaptıran şirket sayısı da azınlıktadır.
Bir diğeri de Sat-Geri Kirala yöntemi (Leasing). Bu yöntemden faydalanma oranı oldukça düşük bir seviyede. Bütün işletmelerin Sat-Geri Kirala yönteminden faydalanarak hem finansman ihtiyacını hem de bilançosunu düzeltme imkansız.
Sonuç
İşletmelerin kayıtlarının düzeltilmesi sadece kayıtlı olmayan stokların ve makine teçhizat ve demirbaşların kayıt altına alınması ile bitmiyor. Kayıtlarında mevcut varlıkların değerlenmesi sorunu, af yasasınca düzeltme yapılan kalemlerinden daha büyük diyebiliriz. Mevcut yöntemler ile varlıkların değerlerinin gerçeğe yaklaşması pek de mümkün değil.
Yasa gereğince stokların düzeltilmesi nasıl yapılıyorsa, buna benzer bir yöntemle varlıkların değerlemesi yapılabilir. Varlıkların bilanço değeri ile bugünkü değeri arasındaki farkın çıkarılması sonucunda elde edilen tutarın beyan edilmesi ve belirlenen tutarda vergisinin ödenmesi ve değer artış farkının öz kaynaklar altında bir hesaba kayıt yapılması ile yapılabilir.
6736 sayılı yasada kayıtların düzeltilmesine (Bilançoların) yeterli imkan vermemektedir. Bu haliyle bile, olması hiç olmamasından elbette iyi. Ancak; şirketlerin bilançolarının düzeltilebilmesine daha kapsamlı bir imkan verseydi, kuşkusuz bilançolar gerçeğe uygun değere daha fazla yaklaşırdı.